Amaher ikimiz de biliyoruz ki100Allah kullarına taşıyamayacağı yük vermez. Bu fakirin günlerisayılıdır. Cevabınız geldiğinde, şu âlemden göçmüş olabilirin.Ama netice ne olursa olsun doğru istikameti seçeceğinizeitimadım tamdır.Allah şefaatini ve merhametini zaviyenizden eksik etmesin,Şeyh Seyyid
Allahtaşıyamayacağım yükü yüklemez Üniversiteyi bırakıp iş olarak baba mesleği hamallığı seçen Recep Aydın Kaya, halterciler bile 200 kiloyu kaldırmakta zorlanırken, 350 kiloyu sırtında taşıyor.
Kimsabırlı davranırsa Allah ona sabır verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir ihsanda bulunulmamıştır.” (Buhârî, Zekât 50, Rikak 20; Müslim, Zekât 124, hadis no: 1053; Muvattâ, Sadaka 7 -2, 997-; Ebû Dâvud, Zekât 28, h. no: 1644; Tirmizî, Birr 77, h. no: 2025; Nesâî, Zekât 85, -5, 95-) Rezin
Ensonunda Diyanet İşleri Başkanlığı da Türkçe Kur'an ve Türkçe Ezan'ın caiz olmadığı yönünde görüş açıkladı medyaya. (13) Diyanet'in, Arapça dışındaki Kur'an'lar caiz değildir derken kullandığı " Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim, Arapça olarak indirilmiştir (Yusuf, 12/2; Zuhruf, 43/3). Kur'an-ı Kerim, hem
Mekkelim üşriklerin zulüm ve baskılarından kaçıp Medine'de sığınak arayan Müslümanlar fîaşr suresinde aşağıdaki ayette fakir olarak adlandırılmışlardır: (1) "Allah'ın verdiği bu ganimet mallan, yurtlarından ve mallarından edilmiş olan, Allah'tan bir lütuf ve rıza dileyen, Allah'ın dinine ve Peygamberine yardım
cash. Gündem \ Hayata Dair Editörler M00NB0W ALLAH'Taşıyamayacağı yükü kuluna yüklemezmiş 123456 09 Temmuz 2012 1915 Bulut Can Yasaklı Tüm dini içerikli başlıkları kınıyorum... Lütfen biraz daha liberal olun. 09 Temmuz 2012 1916 YOSUN GÖZLÜ 27 Kapalı sabretmenin sınırı yoktur Hasret vuslat yaklaşana kadar sabretmek sınavında neler vardır zaman bu sınavda en büyük silahın sabır öfkelenmek hiddetlenmek ve asiliğe yol almak sana zarar öfke kalbin en büyük düşmanıdır. şeytanın en kolay aldatma silahıdır. ki biz insanlar bu oyuna gaflete çok rahat düşeriz. en ufak bir şeyde bile kızarız. bağırır çağırır küfrederiz. halbuseki sabretsek Ya Sabır desek kızgınlığımız geçtiğinde aslında kızdığımız şeyin o kadarda büyüttüğümüz kadar değeri olmadığını anlarız ki ağızdan çıkacak o kötü kelimelerdende korunmuş oluruz güzelide belkide bizi seven bir kalbi kırmamış oluruz ; 09 Temmuz 2012 1917 Arbat Yasaklı Sen kabul etsen de etmesen deallah nurunu tamamlayacaktırAcaba sen nerede olacaskın o esnadaseni nasıl bulacam 09 Temmuz 2012 1917 hasret güLLeri Kapalı hiç uğraşmayaın beni sinirlediremeyeceksinizneden yakışmıyormuş sayın bulut gayet te güzel yakışıyorben namaz kılıp ALLAHIM huzuruna gelmeyi bana nasip ettiğin için sana şükürler olsun diyebiliyorumkaldıki saçma saban sözlerinizle beni sinirlendiremezsiniz bunu aklınızdan çıkarmayın 09 Temmuz 2012 1918 Tropical Kapalı BENİM BAŞLIĞIMDA KİMSE KİMSEYE HAKARET ETMEDİ HERKES KENDİ GÖRÜŞÜNÜ PAYLAŞTI. AMA BAŞLIĞIM AÇIKLAMA BİLE YAPILMADAN SESSİZCE KAPATILMIŞ. NEDİR EDİTÖRLERİ RAHATSIZ EDEN!!!!!!!! 09 Temmuz 2012 1919 Pol Pot Kapalı onlar seni şimdi duyamaz. KAPAT [X] 09 Temmuz 2012 1920 hasret güLLeri Kapalı bilemiyorum,rahatsızlık verici sonuçlar doğuracağını sezinlemişlerdirolamaz mıilk aldığım nickle bir gün bile kalamadım ,silindi neden acaba 09 Temmuz 2012 1921 Bulut Can Yasaklı Sayın hasret amacım sizi uyuz etmek değil... Sizi iyiye ve güzele davet ediyorum. Bana güvenebilirsiniz... 09 Temmuz 2012 1921 Tropical Kapalı ŞUAN MÜTHİŞ ŞAŞKINLIK İÇİNDEYİM. HİÇBİR ŞEKİLDE YAPILANA ANLAM VEREMİYORUM BEN BÖYLE BİR ADALETSİZLİK GÖRMEDİM!!! 09 Temmuz 2012 1923 Tropical Kapalı RAHATSIZLIK VERİCEK HİÇBİRŞEY YOK!!! ONA BAKARSAN BÜTÜN BAŞLIKLARIN SONUNU İSTEDİĞİN YERE ÇEKEBİLİRSİN NE BAŞLIKLAR VAR BURDA! BENİMKİ GAYET OLDUN MEDENİ DÜŞÜNEBİLEN İNSANLAR İÇİNDİ! RESMEN ÇILDIRCAMEDİTÖRLER HAKKINDA SÖYLEDİKLERİNİZDE HEPİNİZ HAKLIYMIŞSINIZ 09 Temmuz 2012 1923 hasret güLLeri Kapalı of valla sıktın tropikal yaaman eksik olmayın ama asla fikirlerimden beni caydıramazsınız 09 Temmuz 2012 1926 YOSUN GÖZLÜ 27 Kapalı firavun bile son anda secdeye kapanmış... neden acaba hiç düşündünüz mü?? 09 Temmuz 2012 1926 hasret güLLeri Kapalı düşünemezler 09 Temmuz 2012 1927 10 un 100 ü Kapalı evvet şimdi soruya cevap verecem..Allah kulun taşıyamayacağı yükü yükletmezle ne demek istemiştir acaba ?Allahın yanındaki bir yük ile kulun yanındaki bir yük ayınımıdır yoksa farklımıdır ?Allah yer zaman ve mekandan münezzeh ise her türlü kul için zor güreünenlerden de münezzzehtir...devamı az sonra 09 Temmuz 2012 1927 Tropical Kapalı hasretgülü sen ne iğrenç bi insamışsın ya! ne iyilkten anlar ne insanlıktan senin gibiler! BEŞ PARA ETMEZ Bİ KARAKTERİN VARTAMAM SEN ERKEKLERLE FİNGİRDEŞMENE DEVAM ET ARADA BOLBOL KİKİRDEMEYİDE İHMAL ETME SAKIN 09 Temmuz 2012 1929 hasret güLLeri Kapalı sözylediklerini aynen iyade ediyorum saygısızsınız sizi şikayet etmeye bile değmez 09 Temmuz 2012 1929 Bulut Can Yasaklı Kavga çıktı... Ben gidiyorum. 09 Temmuz 2012 1930 10 un 100 ü Kapalı tropikal yaptığın hoş bişey değildi...! 09 Temmuz 2012 1930 Tropical Kapalı 09 Temmuz 2012 1931 hasret güLLeri Kapalı gidersiniz tabi,şeytan gibi geldiniz arayı buzup gittini,z aöa yaşadığımız süre içinde sizler gibi çok göreceğimiz için sabır ediyoruz,güle güle Toplam 119 mesaj 123456 Çok yazılan konularSon heceden kelime bulma oyunuGibisinKelime OyunuŞarkılar Bizi SöylerAşırma olan kelime türetmece oyunuKendimize NotSon iki harften kelime türetme14 bin lira gelirim var sizce yatırım yapmak mi yoksa gününü gün edip harcamak miMüdürü şikayetYeni bir arkadaş grubuna girdim okulda ne söylesem yanlış anlaşılıyor ... SÖZLÜKmasa tenisi 1hz yusuf 1yeraltı şehirleri 1formalite 1çay koması 1Günde 200 kere öten horoz 1aleti vurarak tamir etmek 1ardarda hapşırmanın hastalık belirtisi olması endişesi 3endirekt 1eyüp sultan 1 Editörün seçimiPromosyonlar güncellenmeliNasıl birikim yapabilirim ? Altın bes vs polise GBT Kemal Kılıçdaroğlu Sınava girmeyin!KPSS iptalinde şunu farkedebildiniz mi?2022 KPSS Yeni BaşvuruGEÇİCİ SIĞINMACI SORUNUNU KİM ÇÖZER ?Ağır hasarlı araç alınır mı Gram Altın 1060 geçerse hedefSüper Lig Tahmin Yarışması 2022/2023 Sezonu Son Dakika HaberlerHAGB kararı alan KHK'lılar Danıştay'da kazanamıyor10 Ağustos 2022'den önemli gündem başlıklarıNakit ihtiyacınıza yüzde sıfır faiz müjdesiSGK Başkanlığı'na Kürşad Arat atandıÖnce eşini sonra sağlık çalışanlarını darp etti
İniş Sırasına Göre KAF SURESİ İniş Sırası 34 • Mushaf Sırası 50 • Mekki Sure • 45 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 19. Gerçekten ölüm sarhoşluğu gelir; “İşte kendisinden kaçtığın şey budur!” denilir. 20. Sûr’a üfürülmüştür. İşte bu vadolunan/tehdit günüdür! 21. Her kişi yanında bir cehennem sürücüsü ve bir tanık ile gelmiştir. 22. “Ant olsun, sen bundan habersizdin, şimdi senden perdeni açıp kaldırdık. Artık bugün gözün keskindir.” 23. Yanındaki yoldaşı melek der ki “İşte bu yanımdaki yaptıklarıyla hazırdır”. 24. Allah tarafından denir ki “Haydi siz ikiniz sürücü ve tanık; İnatçı nankörlerin her birini cehenneme atın!’ 25. Hayra engel olan saldırgan her şüpheciyi. 26. O, Allah ile beraber başka bir ilâh edinmişti. Artık onu şiddetli azabın içine atın.” 27. Arkadaşı şeytan dedi ki “Rabbimiz, onu ben azdırmadım; fakat kendisi uzak bir sapıklık içinde idi.” 28. Buyurdu ki “Huzurumda çekişmeyin. Ben, size önceden uyarı göndermiştim. 29. Benim katımda söz değiştirilmez. Ben, asla kullara zulmeden değilim.” ARAF SURESİ İniş Sırası 39 • Mushaf Sırası 7 • Mekki Sure • 206 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 159. Musa'nın kavminden bir topluluk vardı ki, gerçekle ayetler+akıl+bilim+faydalı iş ile doğru yolu gösterirler ve onunla, adaletle hareket ederlerdi. 160. Onları, on iki kabile halinde topluluklara ayırdık. Halkı kendisinden su isteyince Musa’ya “Asanla taşa vur” diye vahyettik. Hemen ondan o taştan on iki göze fışkırdı, her kabile içeceği yeri bildi. Bulutu üzerlerine gölge yaptık. Onlara kudret helvası ve bıldırcın indirdik. “Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin.” Onlar Bize zulmetmediler, aksine kendilerine zulmetmekte idiler. 161. Hani onlara “Şu kentte oturun ve ondan dilediğinizi yiyin. Ve affet/bağışla!’ deyin. Secde/itaat edici olarak kentin kapısından girin ki, böylece hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanlara ise daha da artıracağız” denilmişti. 162. İçlerinden yanlış davranış gösterenler, söylenenin tersini yaptılar. Yanlış davranmalarına karşılık biz de onlara, üstlerinden bir sıkıntı verdik. YASİN SURESİ İniş Sırası 41 • Mushaf Sırası 36 • Mekki Sure • 83 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 51. Sur’a üflenmiştir; bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkmış, Rablerine doğru dalga dalga süzülüp koşuyorlar. 52. Dediler ki “Yazıklar olsun bize! Yattığımız yerden bizi kim diriltip kaldırdı? Rahmân’ın vadettiği şey işte budur! Demek ki elçiler gerçekten doğru söylemişler.” 53. Yalnızca tek bir çığlık olur; artık onların hepsi huzurumuzda hazır bulunurlar. 54. Artık bugün hiç kimseye hiçbir şekilde zulmedilmez. Siz ancak yapmış olduğunuz şeylerin karşılığını bulursunuz. ŞUARA SURESİ İniş Sırası 47 • Mushaf Sırası 26 • Mekki Sure • 227 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 200. İşte, suçluların kalpleri böyledir! 201. Acı azabı görmedikçe ona inanmıyorlar. 202. Azap onlara ansızın gelir de onlar farkında bile olmazlar! 203. Derler ki “Acaba biz mühlet verilenlerden olur muyuz?” 204. Hâlâ Bizim azabımızı acele mi istiyorlar? 205. Gördün değil mi? Onları Biz yıllarca yaşatsak da, 206. sonra tehdit ediliyor oldukları şey kendilerine gelse, 207. yine de nimetlerle yaşatılmaları onlara hiç fayda vermez! 208. Biz uyarıcıları olmayan hiçbir ülkeyi helâk etmedik! 209. O Kur’an bir uyarı[cı]dır ve Biz zulmetmiş değiliz KASAS SURESİ İniş Sırası 49 • Mushaf Sırası 28 • Mekki Sure • 88 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 56. Gerçek şu ki; sen sevdiğin kişiyi doğru yola iletemezsin, yalnız Allah’tır yola gelmek isteyen kimseyi doğru yola ileten! Zaten O doğru yola layık olanları da en iyi bilendir. 57. Dediler ki “Eğer seninle beraber doğru yola gelir/uyar isek, yurdumuzdan atılırız.” Oysa Biz, onları güvenli bir bölgeye yerleştirmedik mi? Her çeşit ürünün kendisine toplanıp getirildiği, yarattığımız birçok rızık da verdik. Fakat onların birçoğu bilmiyor. 58. Ve halkı refah içinde şımarmış olan, nice şehirleri yıkıma uğrattık. İşte onların meskenleri! Onlardan sonra oralarda az bir süre oturulabilmiştir. Onlara vâris olanlar Biziz. 59. Senin Rabbin; ülkelerin ana yerleşim merkezlerine, kendilerine ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe, ülkeleri helak edici değildir! Ve Biz, halkı zalim kişiler olmadıkça, ülkeleri helâk edici değiliz! 60. Size verilen her şey, yalnızca dünya hayatının geçimi ve süsüdür. Allah’ın katında olan ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ akletmiyor musunuz? İSRA SURESİ İniş Sırası 50 • Mushaf Sırası 17 • Mekki Sure • 111 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 71. O gün, insanların tümünü liderleri/önderleri ile çağırırız. Kimlerin kitabı sağından verilirse işte onlar kitaplarını okurlar ve en ufak bir zulme/haksızlığa uğratılmazlar. 72. Kim bu dünyada aklı ile gerçekleri görmeyen bir kör ise, ahirette de kördür. Ve yolca daha da şaşkındır/sapıktır. YUNUS SURESİ İniş Sırası 51 • Mushaf Sırası 10 • Mekki Sure • 109 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 13. Ve gerçek şu ki; sizden önce zulmettikleri için, nice nesilleri helâk etmişizdir; çünkü elçileri onlara apaçık belgeler getirdikleri halde, onlar yine de elçileri/açık delilleri/gerçekleri reddettiler! İşte suçlu toplumu böyle cezalandırırız! 14. Sonra onların ardından sizi yeryüzünde halifeler önceki nesillerin ardından onların yerine geçen insanlar kıldık. Nasıl işler yaptığınız ortaya çıksın, yaptıklarınızın karşılığı verilsin diye! 41. Eğer seni yalanlıyorlarsa, de ki “Sizin yaptığınız size, benim yaptığım bana. Siz benim yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptığınızdan uzağım.” 42. İçlerinden, sana kulak verip dinleyen kimseler vardır. Ama sen mi anlamak için dinlemeyenlere duyuracaksın? Üstelik, onlar akıllarını kullanmıyorlarsa! 43. İçlerinden, sana bakan kimseler de vardır. Körleri görüp düşünmeyenleri doğru yola götürecek sen misin? Üstelik, basiretleriyle de görmüyorlarsa! 44. Kesinlikle Allah hiçbir şeyle insanlara zulmetmez! Ancak insanlar, kendi kendilerine zulmediyorlar. 47. Her toplumun bir rasûlü vardır. Rasûlleri geldiği zaman aralarında adaletle hüküm verilir. Ve onlara hiç zulmedilmez. FUSSİLET SURESİ İniş Sırası 61 • Mushaf Sırası 41 • Mekki Sure • 54 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 46. Kim yararlı bir iş yaparsa, faydası kendisinedir. Kim de kötülük işlerse, kendi aleyhinedir/zararı kendisinedir. Rabbin, asla kullara zulmedici değildir. HUD SURESİ İniş Sırası 52 • Mushaf Sırası 11 • Mekki Sure • 123 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 96. Ant olsun, Musa’yı da ayetlerimizle ve apaçık bir delil ile gönderdik. 97. Firavun’a ve ileri gelen adamlarına... Ancak onlar, Firavun’un emrine uydular. Firavun’un emri ise doğruya götürücü değildi. 98. Kıyamet günü kavminin önünde gider... İşte onları ateşe götürdü. Varılan yer ne kötü bir yerdir! 99. Bu dünyada peşlerine bir lânet/mutsuzluk takılmıştır. Ve kıyamet gününde de... Verilen bu ceza, ne kötü bir cezadır. 100. İşte bu sana anlattıklarımız, o şehirlerin haberlerindendir. Onlardan kimi hâlâ ayaktadır, kimi de biçilmiş ekin gibidir! 101. Onlara biz yanlış yapmadık ama onlar yanlışı kendilerine yaptılar. Rabbinin emri gelince, Allah ile kendi aralarına koyarak yardım istedikleri ilahları hiçbir işe yaramadı. Onların katkıları, sadece çaresizliklerini artırmak oldu. 102. Rabbinin yakalaması işte böyledir; zulmeden kentleri kentteki insanları yakaladığı zaman! Şüphesiz O’nun yakalaması; çok can yakıcıdır, çok şiddetlidir. 103. Elbette bunda bir ibret/ders vardır; ahiret azabından korkanlar için. İşte o gün, bütün insanların toplandığı bir gündür! Ve işte o gün, görülmeye değer bir gündür! 104. Ancak Biz onu, bir süreye kadar erteliyoruz. EN’AM SURESİ İniş Sırası 55 • Mushaf Sırası 6 • Mekki Sure • 165 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 130. “Ey cin ve insan topluluğu! Size içinizden ayetlerimi anlatan ve bugünle karşılaşacağınıza dair, sizi uyaran elçiler gelmedi mi?” “Kendi aleyhimize şahidiz” dediler. Dünya hayatında aldandılar. Ve kendilerinin inkârcılar olduklarına, kendileri aleyhinde şahitlik ettiler. 131. Bu böyledir. Çünkü Rabbin, halk gerçeklerden habersiz iken, ülkeleri zulmederek helak edici değildir. 132. Her birinin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Rabbin, onların yaptıklarından habersiz değildir! 133. Rabbinin kimseye ihtiyacı yoktur, ikram sahibidir. Düzenine uygun görürse sizi giderir ve arkanızdan düzenine uygun olanı yerinize geçirir. Tıpkı sizi, başka bir topluluğun soyundan oluşturduğu gibi yapar. 134. Size söz verilen muhakkak gelecektir. Siz kesinlikle Allah’ı güçsüz bırakamazsınız! 135. De ki “Ey halkım! Bütün imkanlarınızla yapacağınızı yapın, şüphesiz ben de yapıyorum; yakında bileceksiniz dünya yurdunun sonu kime aitmiş! Gerçekten zalimler huzur bulamazlar.” MÜMİN SURESİ İniş Sırası 60 • Mushaf Sırası 40 • Mekki Sure • 85 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 28. Firavun ailesinden, imanını gizleyen mümin bir adam, dedi ki “Siz bir adamı; Rabbim Allah’tır’ demesinden ötürü, öldürüyor musunuz? Oysa o, size Rabbinizden apaçık deliller getirmiştir. Eğer bir yalancı ise yalanı kendi aleyhinedir. doğru söyleyen ise, size vadettiklerinden bir kısmı size isabet eder. Şüphesiz Allah; aşırı giden, yalancı kişiyi doğru yola iletmez rasûl seçmez. 29. Ey kavmim! Bugün mülkün idaresi bu beldenin yönetimi sizindir, yeryüzünde zahiren/görünen o ki, üstünsünüz! Fakat, Allah’ın verdiği belâya karşı bize kim yardım eder, eğer o belâ bize gelirse?” Firavun dedi ki “Size, doğru gördüğümden başkasını göstermiyorum, sizi doğru yoldan başkasına da götürmüyorum.” 30. Bunun üzerine inanan adam şöyle devam etti “Ey kavmim! Şüphesiz ben, önceki toplumların günü gibi bir günün, üzerinize gelmesinden korkuyorum. 31. Nuh, Âd ve Semud kavminin durumu gibi! Ve yine onlardan sonra gelen kimselerin durumu gibi! Allah kullar için zulüm istemez/zulmedici değildir! 32. Ey kavmim! Şüphesiz ben sizin için o feryat gününden korkuyorum; 33. O gün, arkanızı dönerek kaçarsınız. Sizi, Allah’tan kurtaracak kimse yoktur! Allah kimi yanlış hayat tarzını seçenleri sapıklığında bırakırsa; artık onun için bir yol gösterici yoktur! FUSSİLET SURESİ İniş Sırası 61 • Mushaf Sırası 41 • Mekki Sure • 54 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 46. Kim yararlı bir iş yaparsa, faydası kendisinedir. Kim de kötülük işlerse, kendi aleyhinedir/zararı kendisinedir. Rabbin, asla kullara zulmedici değildir ZUHRUF SURESİ İniş Sırası 63 • Mushaf Sırası 43 • Mekki Sure • 89 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 74. Şüphesiz suçlular cehennem azabı içinde sonsuz kalıcıdırlar. 75. Onlardan hiç kesintiye uğramayacaktır ve onlar orada ümitsizdirler! 76. Biz onlara zulmetmedik, fakat kendilerine zulmediyorlardı. 77. Kâfirler şöyle seslendiler “Ey Malik! Ey cehennem görevlisi, söyle de Rabbin, bizim işimizi bitirsin/hakkımızda hükmünü acele versin.” O görevli dedi ki “Şüphesiz siz sonsuza dek kalıcısınız.” 78. Siz ey günahkârlar! Ant olsun, Biz size gerçeği getirdik, fakat pek çoğunuz gerçekten/gerçek olandan hoşlanmıyor. 79. Yoksa bir iş mi kararlaştırdılar? Şüphesiz, Biz de kararlılarız! 80. Yoksa sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Aksine işitiriz. Yanlarında bulunan elçilerimiz de yazıyorlar. CASİYE SURESİ İniş Sırası 65 • Mushaf Sırası 45 • Mekki Sure • 37 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 22. Allah gökleri ve yeri bir hesap ile yarattı. Ta ki, herkes kazandığıyla karşılık görsün! Onlara zulmedilmez. KEHF SURESİ İniş Sırası 69 • Mushaf Sırası 18 • Mekki Sure • 110 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 47. O gün dağları yürütürüz ve yeryüzünü dümdüz olmuş/çırılçıplak görürsün. Onların hepsini toplamışızdır, içlerinden hiçbirini geride bırakmamışızdır. 48. Hepsi sıra sıra Rabbinin huzuruna sunulmuşlardır. Ant olsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi Bize geldiniz. Oysa siz, sizin için; belli bir hesap zamanı tayin etmeyeceğimizi sanmıştınız. 49. Kitap ortaya konulmuştur. Artık suçluları onun içindekilerden dolayı, korkar bir durumda görürsün. Derler ki “Eyvahlar bize! Bu kitaba ne oluyor böyle? Küçük-büyük hiçbir şeyi bırakmıyor, her şeyi toplamış sayıp döküyor!” Yaptıkları şeyleri hazır olarak bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez!.. NAHL SURESİ İniş Sırası 70 • Mushaf Sırası 16 • Mekki Sure • 128 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 33. Gerçeği inkâr edenler ille de kendilerine meleklerin veya Rabbinin emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan önceki kimseler de işte böyle yapmışlardı! Allah onlara zulmetmedi. Fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı. 34. Nihayet yaptıklarının kötülükleri kendilerine isabet etti. Alay ettikleri şey onları kuşatıverdi. 118. Sana anlattıklarımızı bundan önce, Yahudi olan kimselere de haram kılmıştık. Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar, kendi kendilerine zulmediyorlardı. ENBİYA SURESİ İniş Sırası 73 • Mushaf Sırası 21 • Mekki Sure • 112 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 11. OYSA Biz, halkı zulmeden nice kentleri kırıp geçirdik! Onlardan sonra da, diğerlerini başka bir topluluk olarak inşa etmişizdir. 12. Azabımızı hissettikleri zaman, hemen oradan hızlıca kaçışıyorlardı! 13. ”Boşuna kaçmayın! İçinde şımartıldığınız lüks hayata ve evlerinize dönün! Çünkü sorgulanacaksınız.” 14. Dediler ki “Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz zulmedenlerdendik.” 15. Bu homurdanışları sürüp giderken, Biz onları biçilmiş ekin gibi yaptık, sönüp gittiler. MÜMİNUN SURESİ İniş Sırası 74 • Mushaf Sırası 23 • Mekki Sure • 118 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 62. Biz hiçkimseye kapasitesi/gücü dışında bir şey teklif etmeyiz! Ve katımızda, herkesin gerçeğini söyleyen/açıklayan bir kitap vardır ve onlara zulmedilmez. RUM SURESİ İniş Sırası 84 • Mushaf Sırası 30 • Mekki Sure • 60 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 9. Onlar yeryüzünde gezip de bir bakmadılar mı? Kendilerinden önceki kimselerin sonu, nasıl olmuştur? Onlar kuvvet olarak kendilerinden daha şiddetli idiler. Toprağı kazıp işlemişler/alt üst etmişler, bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Elçileri onlara, açık delillerle gelmişlerdi. Demek ki Allah onlara zulmedecek değildi. Fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı. 10. Sonra o kötülük edenlerin sonu çok fena oldu. Çünkü Allah’ın ayetlerini yalanladılar ve onlarla alay ediyorlardı. Pera Antik Kenti, Ürdün 2500 yıl önce yaşayan Nebatiler'in başkentiydi. Allah bu gibi kalıntılara bakarak ders almamızı istiyor. Allah'ın rasüllerini yalanlayanlar yok olup gitmişler. Kur'an indikten sonra artık beklenen hesap günüdür. Allah'ın dinini, peygamberlerini, Kitaplarını yalanlayanların hesabı O Gün görülecek. ANKEBUT SURESİ İniş Sırası 85 • Mushaf Sırası 29 • Mekki Sure • 69 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 36. Ve Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin ve ahiret gününü umun! Bozgunculuk ederek yeryüzünde terör yapmayın.” 37. Onu yalanladılar. Hemen onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı da, yurtlarında diz üstü çöküp kalanlar oldular. 38. Ve ÂD ve Semud’u da! Bu size onlardan kalan harabelerden belli olmaktadır! Şeytan onlara yaptıkları işleri süslü gösterdi. Onlar doğru yoldan saptılar. Oysa gerçeği düşünebilecek aklı olan kimseler idiler! 39. Karun’u, Firavun’u ve Hâman’ı da! Ant olsun, Musa onlara apaçık delillerle geldi. Ama onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar. Ancak geçip gidecek değillerdi! 40. Nihayet her birini günahıyla yakaladık. Kiminin üstüne taş yağdıran bir fırtına gönderdik, kimini de korkunç ses yakaladı. Kimini yere batırdık, kimini de boğduk. Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı. Medeni Sureler ENFAL SURESİ İniş Sırası 88 • Mushaf Sırası 8 • Medeni Sure • 75 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 50. Melekler, kâfirlerin yüzlerine ve artlarına/sırtlarına vura vura “Haydi tadın yangın azabını” diyerek canlarını aldığında, bir görseydin! 51. Ey saldırgan kâfirler! Bu, sizin ellerinizin önceden yaptığının karşılığıdır. Yoksa Allah kullarına zulmedici değildir. 52. Bunların durumu tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumu gibidir. Allah’ın ayetlerini inkâr etmişler, Allah da kendilerini günahları sebebiyle hemen yakalamıştı. Şüphesiz Allah; kuvvetlidir, azabı çetin olandır. 53. Bunun sebebi şudur Bir toplum kendilerinde bulunanı değiştirmedikçe, Allah onlara verdiği bir nimeti değiştirmez. Şüphesiz Allah; hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. 54. Bunların durumu tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumu gibidir. Onlar Rablerinin ayetlerini yalanlamışlar, Biz de onları günahları sebebiyle helak etmiştik ve Firavun ailesini de suda boğmuştuk. Hepsi de zalim kimselerdi. AL-İ İMRAN SURESİ İniş Sırası 89 • Mushaf Sırası 3 • Medeni Sure • 200 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 116. İnkâr edenlerin ne malları ne evlatları, onlara Allah’a karşı bir yarar sağlar. İşte onlar cehennemliktirler. Onlar orada ebedi/sürekli/sonsuz kalacaklardır. 117. Onların, bu dünya hayatında harcadıkları malların durumu; kendilerine zulmeden bir topluluğun, ekinlerini vurup mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgarın durumu gibidir. Allah onlara zulmetmedi. Fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlar. 181. Allah “Şüphesiz Allah fakirdir, biz zenginiz” diyenlerin sözünü elbette duydu. Onların dediklerini ve haksız yere peygamberleri öldürmelerini yazıyoruz ve “Tadın yangın azabını!” diyeceğiz. 182. “Bu kendi ellerinizle yapıp gönderdiklerinizin karşılığıdır.” Allah kullara asla zulmedici değildir. NİSA SURESİ İniş Sırası 92 • Mushaf Sırası 4 • Medeni Sure • 176 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 36. Allah’a kul olun ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez. 37. Bunlar kibirlenen ve övünenler cimrilik eden, insanlara da cimriliği emreden ve Allah’ın lütfundan kendilerine verdiği nimeti gizleyen kimselerdir. Biz de o nankörlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır. 38. Bunlar mallarını insanlara gösteriş için harcayan, Allah’a ve ahiret gününe de inanmayan kimselerdir. Şeytan kimin arkadaşı olursa o ne kötü arkadaştır. 39. Bunlar Allah’a ve ahiret gününe iman etselerdi ve Allah’ın yarattığı rızıktan gösterişsiz olarak harcasalardı, kendilerine ne zarar gelirdi? Allah onları en iyi bilendir. 40. Şüphesiz Allah hiç kimseye zerre kadar zulmetmez. Yapılan çok küçük bir iyilik de olsa, onun sevabını kat kat arttırır ve kendi katından büyük bir ödül verir. 48. Allah, kendisine ortak koşulmasını şirki bağışlamaz. Bunun altında olanları, gerekeni yapan kişi için bağışlar[*]. Kim Allah'a ortak koşarsa, O’na büyük bir iftirada bulunmuş olur. [*] Şâe = شاء fiilinin kökü, “bir şeyi var etme” anlamında olan şey =شيء’dir. Müfredât. Bir şeyi insanın var etmesi için çalışması gerekir. Şirkten uzak kalan ve büyük günahlardan kaçınan Nisa 4/31, Necm 53/31-32 veya günah işledikten sonra tevbe edip kendilerini düzeltenler Furkan 25/68-71 ile sevapları günahlarından fazla olanlar doğrudan cennete gider, cehennemin hışırtısını bile duymazlar. Enbiya 21/101-102 Günahları sevaplarından fazla olanlar da cehenneme giderler. Araf 7/9, Meryem 19/71-72, Meryem 19/86-87, Müminun 23/103-104, el-Karia 101/8-11 Bunlar, cezalarını çektikten sonra cennetteki yakınlarının yanına yerleştirilirler. Tûr 52/21 49. Kendi kendilerini temize çıkaranları görmez misin? Hayır! Allah, gerekeni yapan kişiyi temize çıkarır. Onlara kıl kadar haksızlık yapılmaz. 50. Baksana, kendi yalanlarını nasıl da Allah'a mal ediyorlar! Açık bir günah olarak bu onlara yeter. 97. Melekler, yanlışlar içindeyken canlarını aldıkları kimselere "Ne haldeydiniz?" diye soracaklar, onlar "Biz dünyada güçsüz hale getirildik" diyecekler, Melekler de "Allah'ın toprağı yeterince geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya!" diyeceklerdir. Onların varıp kalacakları yer cehennemdir. Ne kötü yere düşmedir o[ 98. Güçsüz hale getirilmiş, çaresiz kalmış ve bir çıkış yolu bulamamış erkekler, kadınlar ve çocuklar bu hükmün dışındadır. 99. Allah'ın işte bunları affetmesi beklenir. Allah, çok affeder, çok bağışlar. 100. Kim Allah yolunda hicret göç ederse, yeryüzünde gidecek yer ve bir genişlik bulur. Kim Allah'ın ve Elçisi’nin yolunda hicret için evinden çıkar sonra ölürse onun ödülü Allah’a ait olur. Çünkü Allah bağışlar, ikramı boldur. HAC SURESİ İniş Sırası 103 • Mushaf Sırası 22 • Medeni Sure • 78 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 8. İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah hakkında tartışır; ne bir ilmi, ne bir yol göstericisi, ne de aydınlatıcı bir kitabı olmadan!.. 9. Kibirlenerek insanları Allah’ın yolundan saptırmaya çalışır. Ona dünyada bir rezillik vardır. Ona kıyamet gününde de yangın azabını tattıracağız. 10. Ona ey insan; “İşte bu, kendi ellerinin önceden işledikleri yüzündendir. Allah kesinlikle kullara zulmedici değildir” denir. TEVBE SURESİ İniş Sırası 113 • Mushaf Sırası 9 • Medeni Sure • 129 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 69. Ey münafıklar! Siz de tıpkı sizden öncekiler gibisiniz Onlar sizden daha güçlü, malları ve çocukları daha fazlaydı. Onlar paylarına düşenden faydalanmışlardı. Sizden öncekilerin, paylarına düşenden faydalandığı gibi, siz de payınıza düşenden öylece faydalandınız ve onların daldığı gibi siz de daldınız. İşte onların dünyada da ahirette de amelleri boşa gitmiştir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. 70. Onlara kendilerinden öncekilerin; Nûh, Âd ve Semûd kavimlerinin, İbrahim’in kavminin, Medyen halkının ve yerle bir olan şehirlerin haberleri ulaşmadı mı? Rasûlleri onlara apaçık mucizeler getirmişti. Demek ki Allah onlara zulmediyor değildi, ama onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.
Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Lâ yukellifuAllâhu nefsen illâ vus’ahâc lehâ mâ kesebet ve’aleyhâ me-ktesebetk rabbenâ lâ tu-âḣiżnâ in nesînâ ev aḣta/nâc rabbenâ velâ tahmil aleynâ isran kemâ hameltehu ale-lleżîne min kablinâc rabbenâ velâ tuhammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bihis va’fu annâ vaġfir lenâ verhamnâc ente mevlânâ fensurnâ ale-lkavmi-lkâfirîneAllah, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazla bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı sevap kendisine aittir, elde ettiği suç gene kendisine ait. Rabbimiz, bizi muaheze etme unuttuysak, yahut yanıldıysak. Rabbimiz, bize ağır yük yükleme bizden öncekilere yüklediğin gibi. Rabbimiz, yükleme gücümüzün yetmeyeceği şeyi. Bağışla bizi, yarlıga bizi, acı bize, sensin yardımcımız, artık yardım et bize inanmayanlara bu iki son âyeti hakkında birçok hadisler vardır, fazileti anlatılır. Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden kapasitesinden başkasını yüklemez. Herkesin Kazandığı iyilikler lehine, kazandırdıkları veya sebep oldukları kötülükler ile, kendisine haksız şekilde kazandırılan şeyler ise kendi aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya bu Kur’an’a, akla ve vicdana dayanarak vardığımız kararlarda ve içtihatlarımızda hataen yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutarak azarlayıp cezalandırma! Rabbimiz; hadlerini aştıkları ve azıp şımardıkları için bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır sorumluluklar yükleyip bizi bunaltma! Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma! Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirgeyip acı! Sen bizim Mevlâ’mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et. Nusret ve muvaffakiyet verip zafere eriştir. Amin."“Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez. Kişinin yaptığı her iyilik kendi yararına, her kötülük de kendi zararınadır.” “Ey Rabbimiz! Unutur veya bilmeden hata yaparsak, bizi sorgulama.” “Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yükler yükleme.” “Ey Rabbimiz! Güç yetiremiyeceğimiz yükleri bize taşıtma.” “Ve günahlarımızı affet, bizi bağışla ve bize acı. Bizim sahibimiz ve efendimiz sensin. Senden gelen gerçekleri, örtbas eden topluluklara karşı bize yardım eyle!”Allah herkesi, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin, işlediği sâlih ameller, yaptığı hayırlar, kazandığı sevaplar lehine değerlendirilecektir. Hür iradesiyle bilerek işlediği günahlar, yaptığı kötülükler de aleyhine değerlendirilecektir. "Ey Rabbimiz, unutursak veya istemeden, bilmeden hata edersek bizi sorumlu tutma, cezalandırma. Ey Rabbimiz, bize, bizden öncekileri sorumlu tuttuğun ağır ve katı hükümlere benzer, riayeti güç sınırlamalar, altından kalkılmaz ağır mükellefiyetler yükleme. Ey Rabbimiz bize gücümüzün yetmediği şeyleri de yükleme. Bizi sorgusuz sualsiz affet, bizi koruma kalkanına al, bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlâmızsın, emrinde olduğumuz otoritesin, koruyucumuzsun. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhüdünü, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfir kavimlere, nankör toplumlara karşı bize yardım et."bk. Kur’ân-ı Kerim, 6/152; 7/42; 23/ hiç kimseye kaldırabileceğinin üstünde bir yük yüklemez. Her canın kazandığı iyilik kendi yararına, işlediği fenalıklar da kendi zararınadır. "Ey Rabbimiz! Eğer unutur veya yanılırsak bundan dolayı bizi sorguya çekme! Ey Rabbimiz! Bizden öncekilerin üzerine yüklemiş olduğun gibi bizim üzerimize de ağır bir yük yükleme! Ey Rabbimiz! Bizi güç yetiremiyeceğimiz bir şeyle yükümlü tutma! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize rahmet et! Sen bizim mevlamızsın yar ve yardımcımızsın kâfirler topluluğuna karşı bize yardımcı ol!"Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. Kişinin nefsinin Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. 'Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.'Allah bir kimseye, ancak gücü yettiği kadar teklif eder. Herkesin kazandığı hayrın sevabı kendine ve yaptığı fenalığın zararı da yine onadır. Rabbimiz! Eğer unuttuk, yahut kasdimiz olmıyarak hata ettikse bizi Ondan hesaba çekme. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin musibetler gibi, bize, ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Güç yetiremiyeceğimiz şeyi bize yükletme, bizden çıkan günahları affet, bizi bağışla, bize merhamet buyur. Sen mevlâmız, yardımcımızsın. Artık kâfirler topluluğu üzerine bize zafer ve yardım ihsan kapasitesinden fazla hiçbir kimseye yük yüklemez. Kazandığı iyilik ona, yaptığı kötülük aleyhinedir. Onlar iyilikleri kazanmak, kötülük yapmaktan geri durabilmek için şöyle dua ederler “Ey Rabbimiz! Unutmuş veya hata etmişsek, bizi sorumlu tutma. Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz şeyleri yüklenmemizi bizden isteme. Bizi bağışla, günahlarımızı sil, bize acı. Sen sahibimizsin, kâfir topluma karşı bize nusret ve yardım ver.”[Bakara suresi; insanın dünya hayatında çok boyutlu derin bir imtihana tabi tutulmasının ismidir. Ne mutlu, iman ve dua ile istikamet yolunda bu imtih... Devamı..Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez. Kişinin yaptığı her iyilik kendi lehinedir, her kötülük de kendi aleyhine. Ey Rabbimiz! Unutur veya bilmeden hata yaparsak bizi sorgulama! Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yükler yükleme! Ey Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz yükleri bize taşıtma! Günahlarımızı affet, bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen yüce mevlamızsın, hakikatı inkâr eden topluma karşı bize yardım et![48][48] Bakara sûresinden çıkarılacak genel ilkeler hakkında bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, III, Allah bir kimseye gücü yettiğince teklif etmekte, iyilik, kötülük hep yapanadır, Ey Tanrımız! Unutursak, ya da yanılırsak, bizleri suçlu tutma; ey Tanrımız! Bizden öncekilere yüklettiğin gibi, bize de ağır yük yükletme; ey Tanrımız! Gücümüzün yetmediği bir şeyi, bize yükleme, bizi bağışlayasın, bizi esirgeyesin, bizi yarlıgayasın, sen bizim mevlâmızsın, kâfirlere karşı bize yardım et!»Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden daha fazlasını yüklemez. Herkesin kazandığı iyilik ve güzellik kendi yararınadır; yüklendiği kötülük ve vebal da kendi zararınadır. “Ey Rabbimiz! Unutarak ya da yanılarak hata edersek bizi ondan sorguya çekme! Ey Rabbimiz! Bize, bizden önceki toplumlara isyanlarından ve Hakka karşı direnmelerinden dolayı yüklediğin helâk ve hezimet imtihanı gibi yük yükleme! Ey Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz şeyleri bize taşıtma! Günahlarımızı bağışla, bizi affet, bize merhamet eyle! Sensin bizim sığınıp korunabileceğimiz dostumuz. O halde yeryüzünde fesat çıkaran inkârcı topluluğuna karşı bize yardım et!”“Ey Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz şeyleri bize taşıtma!” Yani sorumluluğu bize yüklenen ne varsa ya da olgunlaşmamız için karşımıza ne çıkarılırsa a... Devamı..Allâh hiç bir nefse vüs’ ve iktidârından fazla yük tahmîl itmez. A’mâlinizin müktesebâtı yâ lehine veyâ aleyhine olacakdır. Mü’minler "Yâ rabbi nisyân veyâ hatâ netîcesi olarak yapdıklarımızdan dolayı bizi muâhaze itme, Yâ rabbi bizden evvel gelenlete tahmîl iylediğin yükü biz tahmîl itme, Yâ rabbi bize tâkatımızın fevkinde yük tahmîl itme, bize merhamet it, sen bizim mevlâmızsın, bize kâfir kavmine karşu nusret ihsân iyle" kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükler; kazandığı iyilik lehine, ettiği kötülük de aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevlamızsın, kafirlere karşı bize yardım et.*Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. Şöyle diyerek dua ediniz “Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.”Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı hayır kendine, yapacağı şer de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! Bakara sûresi’nin son iki âyetini oluşturan ve Âmenerresûlü» diye anılan bu mübarek âyetler, ilâhî emirler karşısında mutlak itaate yönelen müminler... Devamı..ALLAH kişiye ancak kapasitesi kadar yükler. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kazandığı kötülükse kendi zararınadır. "Rabbimiz, unutur yahut yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize ağır sorumluluk yükleme! Rabbimiz, gücümüzün yetmeyeceği şeyleri bize yükletme! Bizi hoşgör, bizi bağışla ve bize acı! Sensin bizim mevlamız efendimiz ve egemenimiz. İnkarcılar topluluğuna karşı bize yardım et!"Mevla" egemen / koruyucu / efendi kelimesi Kuran'da 18 kez geçmekte ve bunlardan 13 tanesi Tanrı için kullanılır 2286; 3150; 662; 840; 951; 1... Devamı..Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez. Herkesin kazandığı hayır kendisine, yaptığı kötülüğün zararı yine kendisinedir. Ey Rabbimiz, eğer unuttuk ya da yanıldıysak bizi tutup sorguya çekme! Ey Rabbimiz, bize bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyeceği yükü de yükleme! Bağışla bizi, mağfiret et bizi, rahmet et bize! Sensin bizim Mevlamız, kâfir kavimlere karşı yardım et kimseye vüs'unden öte teklif yapmaz, herkesin kazandığı lehine yüklendiği aleyhinedir, ya rabbena! eğer unuttuk veya kasdımız bize bizden evvelkilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme, ya rabbena! hem de bize takatımız olmayanı yükletme, ve bizden günahlarımız afiv buyur ve bizlere mağfiretini reva, rahmetini atâ kıl, sensin mevlâmız, bizi mansur buyur artık seni tanımıyanlara karşı, kahrolsun kâfirlerAllah, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazla yük yüklemez. Herkesin yaptığı iyilik lehine, kötülük de aleyhinedir. “Rabb'imiz! Unutur veya yanılırsak, bizi sorumlu tutma. Rabb'imiz! Bize daha öncekilere yüklediğin gibi büyük sorumluluk yükleme. Rabb'imiz! Bize gücümüzün üzerinde bir sorumluluk yükleme. Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen, Mevlamız'sın. Gerçeği yalanlayan nankörler toplumuna karşı bize yardım et. 1. Allah, hiç kimseyi gücünün yettiğinden başkası ile sorumlu tutmaz. Allah hiç bir kimseye gücünün yeteceğinden başkasını yüklemez. Herkesin kazandığı hayır kendi fâidesine, yapdığı Şer kendi zararınadır. Ey Rabbimiz, unutduk, yahud yanıldıysak bizi tutub sorguya çekme. Ey Rabbimiz, bizden evvelki ümmet lere yüklediğin gibi üstümüze ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz, taakat getiremeyeceğimizi bize taşıtma. Bizden saadır olan günahları sil, bağışla, bizi yarlığa, bizi esirge. Sen mevlâmızsın bizim. Artık kâfirler güruhuna karşı da bize yardım et».Allah, kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmaz. Kazandığı iyilikkendi lehine, işlediği kötülük de kendi aleyhinedir. Ey mü'minler! Şöyle duâ ediniz“Rabbimiz! Eğer unutursak veya hatâ edersek, bizi mes'ûl tutma! Rabbimiz! Bizden öncekilere onu yüklediğin gibi, bize de ağır bir yük yükleme! Rabbimiz! Kendisinedayanabilmek için takatimiz olmayan şeyi de bize yükleme! Hem bizi affeyle! Ve bizi bağışla! Hem bize merhamet buyur! Sen bizim Mevlâmızsın; artık kâfirler topluluğuna karşı bize yardım eyle!”Allah, hiç kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemez. O halde kişinin kazandığı kendi lehine, kaybettiği kendi aleyhinedir. “Rabbimiz unutur veya hata edersek bizi sorumlu tutup yargılama, Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme, bize kaldıramayacağımız sorumluluklar taşıtma. Bizi affet, bizi bağışla ve bize merhamet et. Zira sığınacağımız Mevla yegâne kapı sensin, gerçekleri inkâr edenlere karşı bize yardım et.”Allah herkese ancak gücü yettiği kadarını yükler. Herkesin ettiği iyilik kendinedir, ettiği kötülük de kendine. Ey çalabımız! Biz unutacak ya da yanılacak olursak sen bizi sorumlu tutma. Ey çalabımız! Bizden öncekilere yüklediğin ağır yükü bize de yükleme. Ey çalabımız! Taşımaya gücümüz yetmiyecek olan bir yükü bize yükleme. Bizi bağışla, bizi yarlıga, bizi esirge. Sen ki bizim koruyucumuzsun, Allah’ı tanımayan kimselere karşı artık sen bize yardım et.»Allah hiçbir kimseye elinden gelmeyeni teklif etmez. Herkesin kazandığı hayır kendine, irtikâp ettiği şer de yine kendinedir. Ey Rabbimiz! [³] Şayet biz unutursak, veya yanılırsak bizi muaheze kılma. Ey Rabbimiz! Bizden evvel gelenlere yüklettiğin ağır yükü bize yükletme. Ey Rabbimiz! Gücümüzün yetmediği şeyleri bize yükletme. Bizi bağışla, bizi yarlığa, bizi esirge; sen bizim mevlâmızsın! Kâfir kavme karşı bize yardım et.[3] Mü'minlerden hikâye buyurulan dört dua buradan kimseye gücünün üstünde bir yük yüklemez. Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, kazandığı kötülük de aleyhinedir. Onlar “Rabbimiz unutur veya yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz/zorlanacağımız şeyi bize taşıtma! Bizi affet, bizi bağışla ve bize merhamet et! Sen bizim Mevlâmızsın! Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! diye dua ederler.Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar; kazandığı iyilik lehine, ettiği kötülük de aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak, bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere günahları sebebiyle ağır sorumluluklar yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediğini yükleme, bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et! Sen mevlamızsın, kâfirlere karşı bize yardım hiç kimseye, gücünün üstünde bir sorumluluk yüklemez. İnsanın kendi özgür irâdesiyle, bilerek ve isteyerek yaptığı iyilikler kendi lehine, bilerek ve isteyerek işlediği kötülüklerde kendi aleyhinedir. İşte, sizin kabul edilen dualarınız“Ey Rabb’imiz, eğer unutur veya yanılır isek, istemeden, bilmeden işlediğimiz günahlardan dolayı bizi sorumlu tutma!”“Ey Rabb’imiz! Bizden önceki ümmetlere isyankârlıklarından dolayı yüklediğin gibi, bize de ağır görev ve yükümlülükler verme!”“Ey Rabb’imiz, güç yetiremeyeceğimiz sorumluluğu bize yükleme! İnsanın dayanma gücünü esasen aşmasa bile, bizim eksikliğimizden ve irâdemizin zayıflığından kaynaklanan sebeplerle, başarmakta zorlanacağımız, altından kalkamayacağımız ağır sorumluluklarla, dehşet verici belâ ve imtihânlarla yüz yüze getirme bizi, ya Rab! Günahlarımızı bağışla, bizi affet, bize merhamet eyle! Sensin bizim Mevla’mız, efendimiz, gerçek dostumuz! O hâlde, senin ayetlerini inkâr eden kâfir topluma karşı bize yardım eyle, ya Rab! ”Allah bir kimseyi gücü kapasitesinden başka yükümlü tutmaz. Kazandığı iyi şeyler kendisinedir, edindiği kötü şeyler de kendisinedir. ”Rabbimiz! Unutursak veya yanılırsak, bizi sorguya çekme! Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağırlık yükleme! Rabbimiz! Bize güç yetiremeyeceğimiz şeyleri de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfir Kavm’e karşı bize yardım et!”.Allah kimseye gücünün üstünde bir sorumluluk yüklemez. Herkes yaptığı iyiliğin karşılığını alacak; kötülüğün de cezasını çekecektir... Tanrım! Yanılıp şaşarsak kızma bize,! Tanrım! Eskilere attığın kadar ağır yük atma üstümüze,! Tanrım! Takatimiz üstünde sorumluluk verme bizlere! Allah’ım! affet, bağışla, sev bizi, biricik yârimiz yardımcımız sensin, inkarcı toplumlara karşı yâr ol bize! Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiğiyle sorumlu tutar. İnsanın kazandığı iyilik kendi yararına, kazandığı kötülük kendi zararınadır. İman edenler şöyle der "Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevla’mızsın. Gerçekleri inkâr edenlere karşı bize yardım et!" Allah hiçbir canı gücünün yetmeyeceği şeyle sorumlu tutmaz. [*] Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, kazandığı kötülük de kendi aleyhinedir. [*] “Rabbimiz! Unutur veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma! Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük [*] yükleme! Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyler yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize merhamet et! Sen bizim [mevla]mızsın efendimizsin! kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!”Yüce Allah hiç kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez ve hiç kimseyi gücünün yetmeyeceği şeylerle sorumlu tutmaz. Mâide 548, Enâm 6165 ve Talâk 65... Devamı..-Allah herkesi, ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutar. Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine olduğu gibi kazandığı kötülük de kendi Onlar “Ey Rabbimiz! Eğer unutur ya da yanılırsak bizi hesaba çekme. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği yükü de yükleme,² bizi affet, günâhlarımızı bağışla ve bize merhamet et. Çünkü bizim tek efendimiz Sensin. Kâfir toplumlara karşı bize yardım et.” dediler.³1 Âyetin bu bölümü, ara cümle olarak araya girmiştir. Bundan sonrası ise yine yukarıdaki وَقَالُوا’nun mekûl’ül kavli’dir. Bazı müfessirler bu bölüm... Devamı..“Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez kişinin yaptığı her iyilik kendi lehinedir, her kötülük de kendi aleyhine.” “Ey Rabbimiz! Unutur veya bilmeden hata yaparsak bizi sorgulama!” “Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yükler yükleme! ²⁷⁸ Ey Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz yükleri bize taşıtma!” “Ve günahlarımızı affet, bizi bağışla ve rahmetini yağdır üstümüze! Sen Yüce Mevlâmızsın, hakikati inkar eden topluma karşı bize yardım et!”278 Hem Hz. Musa’nın kanunlarının İsrailoğulları’na yüklediği ibadetlerin ağırlığına hem de Hz. İsa’nın kendi takipçilerine tavsiye ettiği terk-i düny... Devamı..Allah, hiç kimseye gücünün üstünde bir sorumluluk yüklemez. Kazandığı iyilik lehine ve işlediği kötülük ise aleyhinedir! “Rabbimiz! Eğer unutur veya hata edersek, bizi bununla cezalandırma!Allah kimseyi taşıyacağından fazlasıyla mükellef kılmaz.[⁵⁴⁶] Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük de kendi aleyhinedir. Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak, bundan dolayı bizi cezalandırma![⁵⁴⁷] Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme![⁵⁴⁸] Rabbimiz! Takat getiremeyeceğimiz şeylerle bizi sorumlu kılma! Günahlarımızı affet, bizi bağışla, bize merhamet et! Sen bizim Mevla’mızsın; Kâfirler güruhuna karşı Sen bize yardım et![⁵⁴⁹][546] Bu âyet üç şey söyler 1 Allah herkese sorumluluk yüklemişir. Sorumlu olmayan insan yoktur, sorumsuz insan vardır. 2 Allah herkese mutlaka taş... Devamı..Allah Teâlâ bir kimseye takatından başkasını teklif buyurmaz. Herkesin kesbettiği kendi lehinedir. Ve iktisab eylediği de kendi aleyhinedir. Ey Rabbimiz! Eğer unuttuk ise veya hata ettik ise bizi muaheze buyurma. Ey Rabbimiz! Ve bize, bizden evvelkilere yüklemiş olduğun gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bizim için kendisine takat bulunmayan bir şey de yükleme. Ve bizden af buyur ve bizim için mağfiret buyur ve bizlere merhamet kıl, Sen bizim mevlâmızsın. Artık kâfirler olan kavim üzerine bizlere nusret ver.»Allah hiçbir kimseyi güç yetiremeyeceği bir şekilde yükümlü tutmaz. Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, işlediği fenalık da kendi aleyhinedir. Ya Rabbenâ! Eğer unuttuk veya kasıtsız olarak yanlış yaptıysak bundan dolayı bizi sorumlu tutma! Ya Rabbenâ! Bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ya Rabbenâ! Takat getiremeyeceğimiz şeylerle bizi yükümlü tutma! Affet bizi, lütfen bağışla kusurlarımızı, merhamet buyur bize! Sensin Mevlâmız, yardımcımız! Kâfir topluluklara karşı Sen yardım eyle bize! [6, 152; 7, 42; 23, 62]Bu iki âyet, bu uzun sûrenin hatimesidir. Dinin bütün esaslarına temas edildikten sonra sıra mühür basmaya gelmiştir. Sûrenin mukaddimesinde, bu kitab... Devamı..Allah, kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. "Rabbimiz, unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Rabbimiz, bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim mevlamızsahibimiz, efendimizsin! kafirler toplumuna karşı bize yardım eyle!"Allâh Te'âlâ hiç bir nefsi tâkatı olmayan şeyle mükellef itmez. Gerek hayır ve gerek şer herkesin kazandığı kendi leh ve 'aleyhinedir. Sonra tarz-ı niyâz ve du'âyı ta'lîm ile Yâ Rabbî! Unutdığımız ve hatâ iylediğimiz şeyle bizi muâhaze iyleme. Yâ Rabbî! Bizden evvel olanlar üzerine oldığı gibi bizim üzerimize de ağır yükler yükleme. Bize, ona tâkatımız olmayan şeyler tahmîl itme. Bizden günâhlarımızı 'afv it ve bizi mağfiret buyur ve bize merhamet ve rahmetini ihsân iyle Sen bizim mevlâmızsın ve bizi kâfir olan kavim üzerine nusret kimseye gücünün üstünde bir sorumluluk yüklemez. Kişinin kimi kazancı lehine, kimi kazancı da aleyhinedir. Siz şöyle dua edin “Rabbimiz! Eğer unutur veya hata edersek, bizi sorumlu tutma! Sahibimiz Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin ısr yükünü[1] bize de yükleme! Sahibimiz Rabbimiz! Zorlanacağımız yükü bize taşıtma! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize ikramda bulun! Bizim mevlâmız en yakınımız[2] Sensin. Kâfirlere[3] karşı bize yardım et!”[*] Isr, gelen yeni nebîye inanma görevidir. "Allah nebîlerden kesin söz almıştı "Size kitap ve hikmet veririm de sonra sizdekini tasdik eden bir elç... Devamı..Allah, hiç kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez. Herkesin kazandığı iyilik lehine ve işlediği kötülük ise aleyhinedir!-Rabbimiz, eğer unuttuk veya hata yaptıysak, bizi hesaba çekme, Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir görev yükleme. Rabbimiz, gücümüzün yetmeyeceğini bize taşıtma. Bizi affet, bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen bizim mevlâmızsın. Kafir topluma karşı bize yardım kimseyi gücünden fazlasıyla yükümlü tutmaz. Herkesin kazandığı hayır kendi lehine, işlediği kötülük de kendi aleyhinedir. Ey Rabbimiz! Unutur yahut hatâ edersek bizi cezalandırma. Ey Rabbimiz! Bize, daha öncekilere yüklediğin gibi ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Gücümüzün yetmediği şeylerle bizi yükümlü tutma. Günahlarımızı affet. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Bizim dostumuz ve yardımcımız Sensin; kâfirler güruhuna karşı Sen bize yardım et.142142 Bakara Sûresinin son iki âyetinin fazileti, Peygamberimizin birçok hadisinde vurgulanmıştır. Bunlardan birinde, “Bakara Sûresinin son iki âyetin... Devamı..Allah hiçbir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez/teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir/kişinin hem kendisini hem başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun aleyhinedir/kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından kazandığı aleyhinedir. "Ey Rabbimiz! Unutur yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize, güç yetiremeyeceğimiz şeyleri de yükleme. Affet bizi, bağışla bizi, acı bize. Sen bizim Mevlâ'mızsın. Gerçeği örten nankörler/inkârcılar topluluğuna karşı yardım et bize!"yükletmeye Tañrı hįç nefse, illā güci yittügine, anuñdur, ne kim ķazandı ħayr; daħı anuñ üzeredür ne kim ķazandı ya'nį şer. “iy çalabumuz! dutma bizi, eger unıdavuz yā yanılavuz. iy çalabumuz! daħı yükletme üzerümüze aġırlıķ nite kim yükletdüñ anı, anlaruñ üzere kim bizden ilerüdi. iy çalabumuz! daħı yükletme bize anı kim yoķdur gücümüz aña daħı 'afv eyle bizden; daħı yarlıġa bizi; daħı raḥmet eyle bize. sen arķa viricimüzsen; pes arķa vir bize ķavm üzere kāfirler!”Tañrı Taālā teklīf eylemez, yanī buyurmaz bir nefse, illā güci ḳazansa ẟevābı özinedür, şer ḳazansa aẕābı özinedür. İy Çala‐bumuz bize aẕāb eyleme, eger unutsavuz yā ḫaṭā eylesevüz. İy Çalabumuz yükletme üstümüze ulu meşaḳḳatlü buyruḳ. Nite kim yükletdüñ bizden bu‐run geçen ümmetlere. İy Çalabumuz daḫı yükletme bize ol nesneleri ki gü‐çümüz yitişmez anı durġurmaġa. Daḫı afv eyle bize, yazuḳlarumuzda baġışlabize, daḫı raḥmet eyle bize, sen bizüm ḫocamuzsın, nuṣret vir ve yardım vireyle bize kāfir ḳavm hər kəsi yalnız qüvvəsi yetdiyi qədər yükləyər bir işə mükəlləf edər. Hər kəsin qazandığı yaxşı əməl də, pis əməl də özünə aiddir. Mö’minlər deyirlər “Ey Rəbbimiz, bə’zi tapşırıqlarını unutduqda və ya yanıldıqda bizi cəzalandırma! Ey Rəbbimiz, bizdən əvvəlkiləri yüklədiyin kimi, bizi ağır yükləmə! Ey Rəbbimiz, gücümüz çatmayan şeyi bizə yükləyib daşıtdırma! Bizi əfv edib bağışla, bizə rəhm et! Sən bizim ixtiyar sahibimizsən mövlamızsan. Kafirlərə qələbə çalmaqda bizə kömək et!”Allah tasketh not a soul beyond its scope. For it is only that which it hath earned, and against it only that which it hath deserved. Our Lord! Condemn us not if we forget, or miss the mark! Our Lord! Lay not on us such a burden as Thou didst lay on those before us! Our Lord! Impose not on us that which we have not the strength to bear! Pardon us, absolve us and have mercy on us, Thou, our Protector, and give us victory over the disbelieving no soul doth Allah Place a burden greater than it can bear340. It gets every good that it earns, and it suffers every ill that it earns. Pray "Our Lord! Condemn us not if we forget or fall into error; our Lord! Lay not on us a burden Like that which Thou didst lay on those before us341; Our Lord! Lay not on us a burden greater than we have strength to bear. Blot out our sins, and grant us forgiveness. Have mercy on us. Thou art our Protector; Help us against those who stand against faith."340 Cf. 2233. In that verse the burden was in terms of material wealth; here it is in terms of spiritual duty. Assured by Allah that He will accept f... Devamı..
Cahiliye toplumundaki insanların bir bölümü, din ahlakını uygulamanın kendilerine zor geldiğini ve bu nedenle din ahlakına uygun olmayan bir hayat sürdüklerini iddia ederler. Böylece Allah'a karşı olan nankörlüklerini kendilerince meşrulaştırmayı, suçlarını hafifletmeyi umarlar. Oysa yalnızca kendilerini aldatmaktadırlar. Çünkü Allah, kimseye kaldıracağından daha ağır bir sorumluluk yüklemez. Allah Bakara Suresi'nde şöyle buyurmaktadır Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir..." Bakara Suresi, 286 Bir başka ayette ise, Allah'ın bize seçip beğendiği dinin Hz. İbrahim as'ın dini gibi kolay olduğu ifade edilir Allah adına gerektiği gibi cehd edin çaba harcayın. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dininde olduğu gibi. O Allah bundan daha önce de, bunda Kur'an'da da sizi "Müslümanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahit olsun, siz de insanlar üzerine şahitler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın, sizin Mevlanız O'dur. İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı. Hac Suresi, 78 Gerçek böyleyken, insanın din ahlakını uygulamanın zor olduğunu, istediği halde bunu yapamadığını iddia etmesi, kuşkusuz bir samimiyetsizliktir. Bu iddiayla da kişi hiç kimseyi kandıramaz; ancak kendi kendini aldatmış olur. İNKARCILARA SEVGİ DUYMAMA İnsanın Kuran ahlakını hakkıyla yaşayabilmesi için, cahiliye toplumunun tüm ön yargılarından, batıl inanışlarından ve değer yargılarından tamamen kopması gerekmektedir. Terk edilmesi gereken kavramların başında da, cahiliyenin batıl sevgi anlayışı gelir. Cahiliyede sevgi menfaat üzerine kuruludur. Bu batıl sistemde bir insan bir diğer insanı kendisine menfaat sağladığı, kendisine baktığı ya da en azından iyi davrandığı için sever. Sevginin bir diğer ölçüsü ise kan bağıdır; insanlar kendi ailelerinden, sülalelerinden, "aşiret"lerinden hatta kimi zaman milletlerinden olan başka insanları sırf aralarındaki kan bağı nedeniyle severler. Oysa mümin için sevginin kıstası bunlar değildir. Çünkü o, herşeyden fazla olarak Allah'ı sevmektedir. Bu, Kuran'da şöyle açıklanır İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını 'eş ve ortak' tutanlar vardır ki, onlar bunları, Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür... Bakara Suresi, 165 Allah'ı herşeyden çok seven mümin, diğer insanları da Allah'a olan yakınlıklarına göre sever ya da Allah'a olan nankörlüklerine göre onlardan uzaklaşır. Allah'a nankörlük eden, O'nun dinine düşman olan insanlar kendisine çok yakın olsalar da hiçbir şey değişmez. Kuran'da müminlerin bu vasfı şöyle anlatılır Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir kavim topluluk bulamazsın ki, Allah'a ve elçisine başkaldıran kimselerle bir sevgi ve dostluk bağı kurmuş olsunlar; bunlar, ister babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri soyları olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, Allah kalplerine imanı yazmış ve onları Kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orda süresiz olarak kalacaklardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz Allah'ın fırkası olanlar, felah umutlarını gerçekleştirip kurtuluş bulanların ta kendileridir. Mücadele Suresi, 22 İnkarcılara karşı az da olsa sevgi beslemek ise, Allah'ın rızasına aykırı bir harekettir ve asla mümine yakışmaz. Kuran'da, bu konuda müminler şu şekilde uyarılmaktadırlar Ey iman edenler, Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkâr etmişler, Rabbiniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de yurtlarınızdan sürüp-çıkarmışlardır. Eğer siz, Benim yolumda cehd etmek çaba harcamak ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız nasıl onlara karşı hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp-sapmış olur. Mümtehine Suresi, 1 Hz. İbrahim as ve kavminin tavrı, tüm müminler için mükemmel bir örnektir İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki "Biz, sizlerden ve Allah'ın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi artık tanımayıp-inkar ettik. Sizinle aramızda, siz Allah'a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir..." Mümtehine Suresi, 4 HİÇBİR ŞEYİ ALLAH'TAN, ELÇİSİNDEN VE FİKRİ MÜCADELEDEN ÜSTÜN GÖRMEMEK Müminin yükümlülüğü, tüm yaşamı boyunca Allah'a kulluk etmektir. Allah'a kulluk etmek dışında başka herhangi bir mantık üzerine kurulmuş olan bir hayat, Allah'ı inkar etmek ya da O'na ortak koşmak anlamına gelir ki bu davranışın sonu cehennem olabilir. Bir başka deyişle, dünya yaşamının tümü, mümin için bir araç olmalıdır. Hayatın her parçasını, Allah'a yakınlaşmak ve din ahlakını yaşamak için bir vesile olarak görmelidir. Eğer araç amaç haline gelirse, ki inkarcıların yaptığı budur, bu durum kişinin hem dünyada hem de ahirette büyük acılar yaşamasına vesile olur. Kulluk etmekten başka bir amaç için yaşamayan mümin, dünyadan çoktan vazgeçmiştir. Allah, bu durumu şöyle açıklar Hiç şüphesiz Allah, mü'minlerden -karşılığında onlara mutlaka cenneti vermek üzere- canlarını ve mallarını satın almıştır. Onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler; bu, Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da O'nun üzerine gerçek olan bir vaaddir. Allah'tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? Şu halde yaptığınız bu alışverişten dolayı sevinip-müjdeleşiniz. İşte 'büyük kurtuluş ve mutluluk' budur. Tevbe Suresi, 111 Müminler mallarını ve canlarını Allah'a adamışlardır. Dolayısıyla, malları ya da canları üzerinde herhangi bir tasarrufları olamaz. Allah neyi emrederse, onu şevkle yaparlar. Allah bir nimet verirse, onu kullanır ve Rabbimize şükrederler. Böyle bir mümin, hiçbir fedakarlıktan kaçınmaz ve dünya üzerindeki hiçbir şey de onu fikren mücadeleden alıkoyup oyalayamaz. Allah'ın emrini yerine getirmek için dünyada sahip olduğu herşeyi geride bırakıp bir anda kendisini ölüm tehlikesinin içine atabilir. Aksi bir tavır ise, insanın malını ve canını satmadığını, hala onları sahiplendiğini gösterir ki, sonu hüsrandır. Allah şu hükmü verir De ki "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kâr getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resulü'nden ve O'nun yolunda cehd etmekten çaba harcamaktan daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez. Tevbe Suresi, 24 Bu iman ve bu bilinç Peygamber Efendimiz sav'e tabi olan sahabelerde o kadar güçlüydü ki, Peygamberimiz sav ile birlikte savaşa gitmekten çekinmek bir yana dursun, Peygamberimiz sav'in yanında savaşa gidebilmek için her yolu deneyen, gitmek imkanı olmadığında ise üzüntüsünden ağlayanlar vardı. Allah, bu salih müminlerle mücadeleden kaçan kişiler arasındaki farkı şöyle haber verir Allah'a ve elçisine karşı 'içten bağlı kalıp hayra çağıranlar' oldukları sürece, güçsüz-zayıflara, hastalara ve infak etmek için bir şey bulamayanlara bir sorumluluk günah yoktur. İyilik edenlerin aleyhinde de bir yol yoktur. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. Bir de savaşa katılabilecekleri bir bineğe bindirmen için sana her gelişlerinde "Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum" dediğin ve infak edecek bir şey bulamayıp hüzünlerinden dolayı gözlerinden yaşlar boşana boşana geri dönenler üzerinde de sorumluluk yoktur. Yol, ancak o kimseler aleyhinedir ki, zengin oldukları halde savaşa çıkmamak için senden izin isterler ve bunlar geride kalanlarla birlikte olmayı seçerler. Allah, onların kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı onlar, bilmezler. Tevbe Suresi, 91-93 “MEHDİYET'İ VİCDANEN FARK EDEN KİŞİ, BOŞ İŞLERDEN YÜZ ÇEVİRİP, BU HAREKETE YARDIMCI OLUR” ADNAN OKTAR Vicdanın sesini dinlemek farzdır. İnsanlar bunu yanlış biliyorlar. Yani farzlar sadece şarap içmemek, kumar oynamamak gibi değil. Halbuki bak vicdanının sesini dinlememek de haramdır. Vicdanının sesini dinlemek de farzdır. Mesela Mehdi as olduğuna dair, Mehdiyet hareketi olduğuna dair bir kanaati gelirse bir insanın orada Kuran’a uyma mevzubahis olduğu için o harekete uymak farzdır. Farz olur çünkü Allah’ın dinini tebliğ ediyorlar, İslam ahlakını yayıyorlar. Kuran’ı yayıyorlar, gece-gündüz gayret ediyorlar. Böyle bir topluluk var. Sen ne yapıyorsun? Yan gelip yatmışsın. İşte nişanlısının gönlünü almak için gidip ona pırlanta yüzük almakla meşgul oluyor. Gidiyor evine eşya düzmekle ilgileniyor. Evin eşyalarını beğenmiyor. Onları yeniden değiştirmeye kalkıyor, değil mi? Yaz tatilinde nereye gideceğini ayarlıyor. Yazlıktaki evin konumunun daha iyi olması için neler yapılabilir onunla uğraşıyor. Bakıyor ki, oradaki hareket çok ciddi olarak İslam ahlakına, Kuran’a hizmet için gayret ediyor. İnsan vicdanen ne der? “Ben boş işle uğraşıyorum. Allah’ın rızası için samimi olarak hizmet eden bu insanlara iltihak edeyim veyahut yardımcı olayım” veya “onlar gibi olayım” gibi karar vermesi gerekir vicdanen. Geçenlerde de bunu söyledim yani bazı insanlar sadece belirli farzlar vardır onu yaparım zannediyor. Halbuki vicdanın her emrine uymak farzdır ve karşılığı da cehennemdir yapılmamasında. Bir insan ömrü boyunca vicdanı ile mücadele ettiyse, vicdanının emrettiğinin tersini yaptıysa harama girmiş olur ve bu cehennem ahlakıdır. Cehennem ehlinin ahlakıdır. İnsanın vicdanın emrini yerine getirmesi lazım. Mesela bir kedi yavrusu orada ciyak ciyak bağırıyor, hayvanın ayağı sıkışmış. Adam beni ilgilendirmez, bu Kuran’da yazmıyor diyemez. Bu haram olur, oradan onu çıkartması farzdır. O hayvan acı çekiyor orada. Anlatabildim mi? Veyahut mesela adam diyor ki, “ölmek üzereyim açlıktan” diyor. “Bana yarım dilim ekmek verin” diyor. Farz verilmesi o ekmeğin. Yani bana ne diyemez adam. Yahut hani diyorlar ya başka kapıya, diyemezsin sen. Adam seni görmüş, sen o anda sorumlusun. Ölüyorum diyor adam çünkü. Ama keyfi istese ayrı mesele. Anlatabildim mi? Mesela bak geçenlerde de örnek verdim. Trafik kazası mesela, bir yerlerde vurmuş araba, düşmüş adam can çekişiyor. Orada onu gören herkesin o kişiye yardım etmesi farzdır. Aksi haramdır, cinayet gibi bir şey olur o, hükmü. Ölüyor adam yani sen kurtarsan kurtulacak o insan değil mi? İşte Mehdiyet de öyledir. Mehdiyet’in ilan edilmesine gerek yok. İnsan onu anlar zaten vicdanen. Mesela Mesih as da, Hz. Mesih as’ı da talebeleri imanın nuruyla anlayacaklar, vicdanıyla anlayacak. Vicdani kanaatle ona yardımcı oluyorlar. Mehdi as’ın talebeleri de vicdani kanaatle onun Mehdi as olduğunu anlıyorlar. Yani vicdanının sesini dinlediği için. O 313 kişi böyle rastgele Mehdi as’a uymuş değil. Vicdanın sesini dinlemenin farz olduğunu bildikleri için Mehdi as’a uyuyorlar. Hz. İsa 1400 tane talebesi rastgele, böyle bir insan var biz buna yardım edelim demiyor ki. Vicdanının sesini dinliyor. Farz olan vicdanın sesini dinliyor ve gereğini yapıyor. Çok risklidir Hz. İsa as’ın talebesi olmak. Çok zordur. Çok meşakkatlidir. Yani, onlar da uykusuzluk çekecek, çile çekecek, acılar çekecekler, tehdit görecekler, kimi şehit edilecek. Zordur Hz. İsa as’ın talebesi olmak da. Sayın Adnan Oktar’ın 4 Mart 2010 tarihli röportajından GEVŞEMEME, ÜZÜLMEME, HÜZNE KAPILMAMA Mümin, Allah yolunda fikren ve ilmen uzun ve zorlu bir mücadele yürütür. Karşısında çoğu kez kendisinden teknik olarak daha güçlü, daha kalabalık görünen kişiler vardır. Ancak bu kalabalığın ve kurdukları tuzakların, müminler için hiçbir önemi yoktur. Çünkü salih müminler, Allah'ın korumasında olan mübarek insanlardır. Ve koşullar ne olursa olsun muhakkak üstün gelirler. Müminlerin muhakkak üstün gelmelerinin sırlarından biri, asla gevşemeden, şevk ve heyecanla fikri mücadelelerini sürdürmeleridir. İnkarcılar ise böyle olamazlar; dünyaya olan bağlılıkları, korkuları, zaafları, inançsızlıkları nedeniyle, bir zorluk karşısında hemen moralleri bozulur ve gevşerler. Müminler ise Allah'ın ayetlerinde bildirdiği üzere kesin galip olacaklarını bilmenin verdiği şevkle ve Allah'ın kalplerini sağlamlaştırması sayesinde, gevşekliğe kapılmazlar. Kuran'da, iman edenlerin bu vasfı şöyle anlatılır Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani bilginler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden güçlük ve mihnetden dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever. Al-i İmran Suresi, 146 Ancak üstteki ayetten de anlaşıldığı gibi, müminlerin de gevşekliğe kapılmamak, fikri mücadele azmini ayakta tutmak için Allah'a dua etmeleri gerekmektedir. Çünkü nefis, insanı gevşekliğe sürüklemeye çok eğilimlidir. Şeytan da bir yandan sürekli fısıldadığı vesveselerle aynı amaç için çalışır. Mümin topluluğunun arasına girmiş olan ikiyüzlü münafıklar da, uygun ortam bulduklarında, aynı telkinlerde bulunurlar. Örneğin savaş sırasında Peygamberimiz sav'in ashabına "... Ey Yesrib Medine halkı, artık sizin için burada kalacak yer yok, şu halde dönün..." Azhab Suresi, 13 diyenler gibi, ümitsizlik ve bozgun yaratmaya çalışırlar. Allah da tüm bu olumsuz etkenlere karşı müminleri uyarır "Öyleyse sen sabret; şüphesiz Allah'ın vaadi haktır; kesin bilgiyle inanmayanlar sakın seni telaşa kaptırıp-hafifliğe veya gevşekliğe sürüklemesinler." Rum Suresi, 60 Mümin, Kuran ayetlerini ve Peygamberimiz sav'in ahlakını ve hayatını ölçü alır, yalnızca kendinden sorumlu olduğunu bilir ve başkalarının zayıf davranması onu etkilemez. Karşı tarafın gücü de onu hiçbir şekilde yıldırmaz. Tüm yaşamı Allah içindir ve dolayısıyla sonuna kadar da Allah rızası için ibadet etmeyi sürdürür. Allah ayetlerinde şöyle hükmetmektedir Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer gerçekten iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz. Al-i İmran Suresi, 139 Düşmanınız olan Topluluğu aramakta gevşeklik göstermeyin. Siz acı çekiyorsanız, şüphesiz onlar da, sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Oysa siz, onların umud etmediklerini Allah'tan umuyorsunuz. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Nisa Suresi, 104 “ÜZÜNTÜNÜN TAMAMI HARAMDIR” ADNAN OKTAR Üzüntünün tamamı haramdır. Yani bütün üzüntü çeşitlerinin tamamı haramdır. Çünkü üzüntü, haşa Allah’a isyandır. Çünkü bir şey meydana gelmiş, adam üzülüyor. Şer görünse de, mutlaka hayır vardır. Mutlaka hayır vardır. “Üzülmeyin, gevşemeyin”, şeytandan Allah’a sığınırım, “inanıyorsanız güçlü olan sizsiniz, galip olan sizsiniz” diyor Allah. Mehdiyet’e de bakan bir ayettir bu. Bu muhkem ayet. Allah haram kılmıştır üzülmeyi. Müslüman üzülmez. İmanı zayıfsa, yahut inanmıyorsa üzülür. Çünkü onu kendi yaptı sanır. Dünyaya aşıktır o, dünyevi bir olay onu çok sarsar... Sayın Adnan Oktar’ın canlı sohbeti, 4 Mart 2010
Posts Submit a post Archive 🤔 Niyeyse kimse şikayetçi değil aklından beyninden 🙄 sanırım o yüzden beyin nakli üzerinde fazla durulmuyor 🤭 bedava beyin nakli deseler kimse sıraya girmez 🤪 o derece yani… Herkesin maşallahı var 🤗 Neyse sustum 😏🤐😹 Mırrlı pazarlar hadi 😻😹 More you might like Yaşamak ne zor şey, kalbi olana. Allah her şeyi görüyordur, dur..!İbrahim TenekeciHerkesin durması gerektiği yer, nokta mutlaka vardır. Bilincinde olmamız dileğiyle… gelincik şiir poem yaşamak kalp ibrahim tenekeci Öyle nimetler vardır ki, onlara sahip olmamak daha büyük nimettir…Kalp temiz olursa, dilden güzel sözler çıkar. Dilinizi daima iyi kullanınız. O sizi saadete götürdüğü gibi, felakete de sürükleyebilir. Söz güzelliği akıl çokluğunun göstergesidir…Hazreti Ali Cumamız hayırlara vesile olsun inşallah 🥀🤗 gelincik hz ali hayırlı cumalar gül rose Bir insanın hayatından daha değerli bir şeyi yoksa, o insanın hayatının da bir değeri yoktur. Afşin SelimAlçalır elbette haddinden ziyade yükselen. . . Muallim Naci gelincik şiir poem muallim naci afşin selim Bizim de bir çift sözümüz vardı; Nar çiçeği, gül dalı üstüne. Dudaklarımızda kaldı.. Göremedik sıkıntısız yaşandığını, Rahatın şiirini yazamadık…Rıfat Ilgaz🥀Severken kalbi terleyen yüzler vardır…Ahmet Edip Başaran gelincik poppies gül nar çiçeği şiir poem rıfat ılgaz ahmet edip başaran Hava gibi olacaksın, güzelim hava gibi… Görünmeyeceksin ama gibi olacaksın, Kimseye yük olmayacaksın;Süzülüp gideceksin ama ışıtacak ve ısıtacaksın…Abdülmetin Balkanlıoğlu Mırmırlı pisicikli günler herkese 😻 gelincik pisicik poem şiir love meow mırmır Abdülmetin Balkanlıoğlu cat Sevgi kusurları yok etmez, onları da kabul eder…Erich Fromm Sevgi dolu günler olsun 🤗 gelincikli gelincikli 🥀💜 gelincik poppies şiir poem sevgi erich fromm Laf yetiştirmekten, kendini yetiştirmeyi unutmuş insanlar tavırlar, güzel davranışlar yürekten gelir…BalzacMırmır hanıma hayran kaldım 😻 Ne kadar asil bir pisicik olmuş 🤭 gelincik pisicik mırmır love meow cat balzac montesquieu Ben yokum desem, kimse bırakmıyor 😏😼Yokum diyorum, inanmıyorlar 😣 😾Yokum diyorum, bulup çıkarıyorlar 🙄🙀Yokum… 😓😿Turgut UyarPisicik yokmuş 🤔 öyle diyorsa öyledir 🤗 Mırrlı geceler diyelim bari 😻 gelincik şiir poem turgut uyar pisicik love meow mırmır cat yokum aman her neyse Bir ümidim yok. Bu sondu. Artık hiç bir şeyin değişmesine imkan yok, lüzum da yok…Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali Daha büyüktü umutsuzluğum sabırdan…Füruğ FerruhzadÜstünden kaç saat geçerse geçsin insanın kalbini terk etmeyen derin üzüntüler Katzenbach gelincik poppies şiir poem ümit sabahattin ali füruğ ferruhzad John Katzenbach Youtube Makyajın amacı, güzelliği göstermektir; ama çok makyajın amacı, yüzünü Auster👇Kusurun da bir güzelliği vardır. Bize eksik yanımızı hatırlatır.°~°~°Teşhir etmenin altında yatan mantık, saklayacak bir şeyim yoktan ziyade, gösterecek başka bir şeyim yoktur…Ramazan Sarısakal Pisicikten ders alın biraz 🤭 Mırrlı geceler hepimize 😻 gelincik şiir poem paul auster ramazan sarısakal mırmır pisicik cat
allah kimseye taşıyamayacağı yükü vermez ayeti